8.09.2008

Milan Transferimiz

Günlerdir üzerimde taşıdığım medcezirlere bir son vererek bu entry'yi artık girmek istiyorum.

Huffpuff Pazar itibariyle bir süre Milan'da olucak. Eğitim sebebiyle gittiği Milan'dan güzel resimler ve keyifli haberler alacağımıza eminim.
Son gün gitmeden, birbirimizi birbirimizin çevre aurasına dahil ederek ne iyi ettiğimizi konuştuk. Şans o ki, her ikimizde vadesi gelmiş önceki iş yerlerimizden ayrılıp bir dönem birbirimize kalfalık ettik. Özellikle koltuksu hayvanlara bürünürek geçirdiğimiz günler, aylar bizi daha çok yakınlaştırdı. Değil artık gençlik yılları, çocukluğumuza ait anıları dahi özümsedik. Velhasıl, beni tanıyanlar bilir, benim icin kız arkadaşımla vakit geçirmek altın değerindedir.

Hele ki Dilek'le... Saatlerce birbirimizle konuşmadan bilgisayarlara gömülüp arada birbirimize meşrubat ve meyve servisi yapmak, Wii ve PlayStation'ı zıplayarak-anırarak oynamak, Guitar Hero ile saatler hatta günler geçirmek(Özellikle battle'larda ortak stratejiler ile gerekirse Slash, Tom Morello'yu dize getirmek), etkinliklerin ertesi gün kritiğini yapmak, tütünsüz kaldığında ona sarılmak, gençlik yıllarından tortusu kalan ve günümüz ilişkilerinde görülmeyen birbirine sevgi dolu şarkılar göndermek, vesaire vesaire...ama en önemlisi hissettirdiği güven ve paylaşmaktan asla bıkmayacağın bir sevgi vermek...

İnanın gidişini bugüne kadar hiç dramatize etmedim. Hatta ağlamadım bile.
Şu anda ise ofiste sabahtan beri sessiz olan cep telefonuma küsmüş bir şekilde, gözlerimde ha taştı ha taşacak gözyaşı barajına engel olmak için kendimle savaşıyorum. Son bir ay içerisinde ruhumu arındırmak ve yalnızlığımla yaşamasını öğrenmek için okuduğum tüm Osho, Nietzsche ve Krishnanada'lar pofladı. Tırt çıktı. Yok yok tırt çıkmadı. Bünye, yıllardır egemen olan yalnızlık korkusunun silme işlemini ağırdan alıyor.

Yollar ayrılsa bile bloglar ayrılmaz diyerek bugünlük striptiz-i ruhiyetiye son veriyorum.

/nightnurse

Hiç yorum yok: